17 Ocak 2013 Perşembe

Süpriiiiiz Adımızı Göklere Yazdırdım Dırıdırıdımdım

Ters köşelerden ters köşe beğenen Bir Çeşit Ben'in hayatındayız...

Bir Çeşit Ben o gün son sınavından çıktı. Varyemez Pembe Kafa'nın "sömestra girmeden önce son kez" ismini verdiği toplanmada okulun kafeteryasında vurgulu şekilde "son kez" buluştular. Varyemez eve gidecekti ve herkesi bir arada görmek istiyordu. İçleri yine buruktu. Her sömestr ve yaz tatilinden önce aynı burukluğu yaşarlardı.. 

Bir Çeşit Ben gidemediğine mi yansa, herkesi uğurlayan olduğuna mı yansa yoksa yandan yandan "Sen güçlü kızsın. Antakya'da ne var sanki gez buralarda" diyen Pollyanna'ya küfür mü etse bilemedi.

Kafeteryada herkes bir yerlere dağıldı. Varyemez "Beni özleyin" nidalarıyla evine, Evdaşlar ayrı yerlere, Geveze ise arkadaşlarının yanına gitti. Bir Çeşit Ben, bir çeşit avara halde evinin yolunu tuttu. Daha sonra onu o avara hallerinden Betelesi kurtardı. Yanına geldi. Bir yandan da akşam Geveze'si mesaj atıyordu "Akşam valizimi toplicaz ha..7de bizdesin.." 
Bir Çeşit Ben içinde öfke fırtınaları yaşıyordu. Bu kadar rahatlık olmamalıydı. Adam hem gidiyordu, hem milletin içinde bile doğum gününe dair bir şey beklememesini söylüyordu hem de valizini toplatıyordu. "Yok devenin nalı" tepkisi bile azdı. Yine de sesini çıkarmadı, 45 gün yoktu çocuku, idare edebilirdi.

Betelesinden ayrıldıktan sonra Geveze'si için uzun zamandır sakladığı hediyeyi çıkardı. Güzel bir not  yazdı ve güzelce paketledi. Belki Geveze, doğum gününü kutlamıyordu ama Bir Çeşit Ben, onun doğum gününü de sevgililer gününü de unutmayacaktı.Gider ayak küçük bir hediye onu mutlu edebilirdi. Hem belki kendi odunluğundan da böylece utanırdı.

Bir yandan yolda Geveze için mantı yapmayı düşünürken diğer yandan da öfkesini dindirmeye çalışıyordu. Herkes "Yok canım yapar bir şeyler o kadar odun değildir" diyordu.

Kapıyı çaldı. Ses gelmedi. İkinci kez çaldı.. Kapı açıldı.. Gerisi hayal gibiydi.. "Süüüpriiiz" bağrışları.. "İyiki doğdun Bir Çeşit Beeen" sözleri.. Bir Çeşit Ben hayatında bu kadar şaşırdığını hatırlamıyordu. Flaşlar patlıyordu bir yandan da.. Bir Çeşit Ben donmuş kalmıştı. Ne diceğini bilemedi ama o anki mutluluğu şimdiye kadar hiç yaşamadığını söyleyebilirdi. Geveze'si ona sarıldı, doğum gününü kutladı. Bir Çeşit Ben ne diceğini, ne hissedeceğini şaşırmıştı. Geveze'nin güvenli kollarında mumları beraber üflediler.

Pastasını Geveze özellikle seçmişti. Ne tamamen meyveli ne de çikolata dolu.. Hafif mi hafif harika bir pastaydı.

O gece Bir Çeşit Ben hayatının en güzel gecelerinden birini yaşadı. Hele ki gece Geveze'si kimsecikler yokken bir kez daha sessizce "birlikte nice yıllar geçirmelerini" dilediğinde...

Sonraki gün Geveze'si için Antalya yolları görünmüştü. Bir Çeşit Ben'in içi çok kötüydü. 3 ayda ona çok bağlanmıştı. Onu bir başka sevmişti. İyi hallerini de, çocukluklarını da, nefret dolu hallerini de olduğu gibi kabullenmişti. Hediyesini verdi. Geveze'si çok mutlu oldu. Giderken yağmur başladı. Dramatik bir havada ayrıldı Geveze'sinden.. Buruktu belki ama huzurluydu... Her gününün böyle mutlu olmasını diledi 21 güzel olacaktı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder