6 Temmuz 2013 Cumartesi

Yolculuk Çileleri Vol:157890 Yanına Oturan Teyzeler

Otobüs yolculuklarında uyumak üzere tasarlanmış son model Bir Çeşit Ben insanıylayız.

Bir Çeşit Ben, İzmir maceraları sona erdikten sonra 18 saatlik Hatay-İzmir yolculuğuna çıkmak üzere yola koyulmuştu. Her yolculuktan önce okuduğu

"Allah'ım sen beni, 
Okuyo musun kızım sen? diye konuşmaya başlayıp susmak bilmeyen teyzelerden,
Bir şey ister misiniz sorusunu defalarca tekrarlayan hatta sonunda telefon numarası vermeye kadar işi götüren muavinlerden (anılaaaar),
Üniversite karşılaştırması yapmaya çalışan gençlerden koru Yüce Rabbiiiiim" yolculuk duasını Geveze'yle ayrılma safhasında okumayı unutuvermişti. İstediği rahat, sessiz, çene çalmadan yapılan yolculuğun bu duayla gerçekleştiğine inanıyordu.

Otobüse binerken hala dışı ceviz kabuğu kadar sert, içi eti puflar kadar yumuşak Geveze'siyle ayrılık
sahnesini oynuyordu. Gözü camdayken yanında oturanı farketmeden "Merhaba" dedi ve yerine oturdu. Yola çıktılar. Sevdiceği omuzları düşmüş bir şekilde otogarı terkederken Bir Çeşit Ben gözlerini camdan çevirdi ve içinden "Hiiiiiiiiiiii" diye bir çığlık attı. Az önce merhaba dediği teyze, yüzüne vasfiye teyze gibi gülümsüyordu.

Bir Çeşit Ben hiç bir şey demeden kulaklığını taktı ve uyku moduna giriverdi. Görmemiş gibi yaparsa teyzenin kendisini unutacağını düşünüyordu. Uyudu, uyandı, televizyon izledi. Teyze de o sırada telefonla konuşuyordu. Bir Çeşit Ben bir ara teyzenin telefonda konuştuğu kişiye bir katil edasıyla "Şu an uyuyor ama uyandığında soracağım" dediğini duydu. Yine bir tanışma faslının yaşanacağı böylece kesinleşmiş oldu.

Teyze uygun anı kolladı ve Bir Çeşit Ben'i dürtüp "Okuyo musun sen?" diye sordu....
Sonrasında bel ağrısından başlayarak her şeyini anlatmaya başladı. Bütün akrabalarının Antakya'da olduğunu, oğlunun sınıfta kalmasaydı üniversitede olacağını, bel ağrısının sebebini, doktorun uyarılarını...

Bir Çeşit Ben konuşmayı uzatmamak için sorulara kısa cevaplar verip konuşmamaya çalıştı. Teyzeyse konuşmayan insanlara karşı bir sempati duyuyor olmalıydı ki Bir Çeşit Ben'e "Bak benim evim sizin okula çok yakın. Ben de yalnızım. Eşim çalışıyor çocuklarım okuyor. Sana telefon numaramı vereyim. Canın istediğinde çık gel" dedi. Bir Çeşit Ben o an nasıl kıvıracağını bilemedi. "Yani.. Olabilir.. Bizim dersler biraz yoğun pek gezemiyoruz.." derken teyzenin telefonu onu kurtardı.

18 saatlik yolculukta teyzenin "Sen" diye başlayan hitap kelimesi "Prenses"e dönüştü.
"Mola için inecek misin prenses?" 
"Kraker yer misin prenses?"

18 saat bittiğinde Bir Çeşit Ben toprağı öpmemek için kendini zor tutuyordu. Bir yolculuk çilesi daha atlatılmış, uzun ve sıkıcı bir tatile girilmişti....

2 yorum:

  1. Ah şu teyzeler ve dedeler yok mu :D Bu arada sitenin yeni hali çok daha güzel olmuş. Takdir ettim :)

    YanıtlaSil