13 Eylül 2012 Perşembe

İmdat! Evde Ergen Var!

Bir Çeşit Ben evinde olaysız gün geçmiyordu. Hele ki bu yıl evdeki ergen sayısı artış göstermiş, vakalar da artmıştı.
Bir Çeşit Ben'in kardeşi Depresan, bu sene YGS-LYS denilen korku tüneline adım atıyordu. Yaz tatilinden itibaren dersane maceraları başlamış, Depresan evde daha az görünür olmuştu. Ancak eve her gelişi ayrı bir olaydı...
Depresan, küçüklüğünden beri hırs ve stres küpü olarak bilinirdi. Kaprisleriyle ev halkının sabır taşlarını yerinden oynatırdı. Evde onu tek tınlamıyor görünen Bir Çeşit Ben'di. Belki de biraz da bu yüzden kapris oklarını bu yıl ona doğrultmuştu...Türlü alınganlıklarla, laf sokmalarla Bir Çeşit Ben'i çileden çıkarıyordu. Bir Çeşit Ben önce tınlamıyor, yalnız kaldığında ise öfkesinden napacağını şaşırıyordu.
Diğer yanda ise evin diğer ergeni Çirkin Kral vardı. Çirkin Kral, Depresan'a göre daha uysaldı. Tek derdi yaptığı esprilere herkesin gülmesini sağlamak ve sonrasında 'Ben işte yaa nasıl güldürüyorum herkesi' diye gerim gerim gerinmekti.

Ergenlik Çirkin Kral'da daha çok fiziki bunalımlara yol açmıştı. Yeni terlemeye başlayan bıyıkları ve her gün bir yenisi çıkan sivilceleri ailenin güncel problemi haline gelmişti.
"Baba yaaa bak traş edelim bu bıyıkları çok gözüme batıyor!"
"Al işte yine Kansas büyüklüğünde bir sivilcem oldu!"

Depresan ve Çirkin Kral yetmezmiş gibi Peder Bey de yaşlılığın sinyallerini alınganlıklarıyla veriyordu. İnsan yaşlandıkça çocuklaşır dedikleri doğruydu. Peder Bey de elinden geldiğince aile üyelerine sözleriyle saldırmaktan geri kalmıyordu. İstanbul'a gitmesini sindiremeyen Peder Bey Bir Çeşit Ben'e özellikle bu konuda laf dokunduruyordu.

B.ç.b= Baba yaa bende dikkat dağınıklığı var sanırım...
Peder Bey= Hiç sanmıyorum.. İstediğini istediğin zaman çok güzel yapıyorsun. Hiç sormuyorsun baba yapabilir miyim, baba gidebilir miyim diye!!
B.ç.b= Hmm evet sen de çok güzel bağladın yani baba dikkat dağınıklığı ve bunlar...

Bu 3 ergen kişilik evde her gün ayrı bir gerginlik rüzgarları estiriyordu. Bir Çeşit Ben, İzmir'e gitmek istemese de evdeki bu gerginlikler bazen gitmek için can atmasına yol açıyordu. Kime nasıl davranması gerektiğine karar veremiyordu. Sabır gösterdiği bağırmasını bekliyordu, bağırdığı sabır...

İzmir için geri sayım süreci maalesef bir çeşit gerilime dönmüştü...

2 yorum:

  1. eheheh :)
    aynı dertten muzdarip çok kişi tanıyorum :p

    YanıtlaSil
  2. :) vala çekilecek dert değil bilen bilir

    YanıtlaSil