9 Ağustos 2013 Cuma

Naynara nayrana nay..Evde Bir Bayram Havası :p

Odasında bir o yana bir bu yana dönen vantilatörle "Olum bak ben bakmıyoken benden tarafa dönmüyon gibi geliyo. Adam ol" şeklinde şizofrenik konuşmalar yapan Bir Çeşit Ben insanındayız..

Bir Çeşit Ben ve ailesi için zor bir dönem olan Ramazan ayı kimse kimseye kıymadan, kan dökmeden, cinnet geçirmeden sona erebilmişti. Aile üyelerinin hepsi açlıktan oluşan sinirle "Bana mı baktın, kaşını mı oynattın..Hayt huyt" derecesine gelseler de herkes son derece büyük bir azimle oruçlarını tutabilmişti.

Ramazan ayının son günlerinde evde her zamanki temizlik havaları esmeye başlamıştı elbette. Temizlik furyası genelde hep aynıydı. Bir Çeşit Ben'in (varsa) geçmiş hayatında bir saray mensubu olduğundan şüphelendiği kardeşi Depresan, verilen işleri yapmamakta diretirdi. Bir Çeşit Ben de onu görünce "O yapmazsa ben de yapmam" diye inada bağlardı. Hocaanım'sa "Aman yapmayın mahalle muhtarı yapar zaten" diye kendince sitemlere girerdi. Olay kapanır aradan 10-15 dk geçer Bir Çeşit Ben başedemediği duygularıyla Hocaanım'ın tek başına iş yapmasına kıyamaz, söyleneni gider yapardı...

Bayramın ilk günü de çok büyük değişiklikler olmadan başlamıştı. Bir Çeşit Ben, tüm ay "Yat, sahura kalk, uykun kaçsın, oyun///film takıl, sabahla" şeklinde rutinleştirdiği hayatını bir anda düzene koymayı becerememişti. Yine tüm gece sabaha kadar oturmuştu. Ve sabah erkenden gardiyan gibi başına dikilen Hocaanım'a laf anlatamamıştı. Ve yine her bayram olduğu gibi uykusuz uykusuz dolanmıştı.

Bayram dışında Bir Çeşit Ben'in gündemindeki en önemli konusu yazla birlikte devleşen, baş edemez olduğu kilolarıydı. Aile üyeleri de dahil herkesin de en önemli konusu bu olmuştu... Şişmanlıkla ilgili espriler,
şakalar...Bir zamanlar sevdiceği Geveze'nin kilolarıyla dalga geçince kısa zamanda Allah'ın sopası kafasına inmişti. Derler ya kınamadığın şeyi yaşamadan ölmezsin diye. Bir Çeşit Ben'in dedikleri kınamayı geçmişti. Ve sonunda kendisi de yavaş yavaş bir göbek sahibi olmuştu. Tombik Kraliçe'ye Merhaba...


Bütüün bunlar dışında özlemini artık somut bir şey hisseder gibi hissetmeye başlayan Bir Çeşit Ben'in en büyük mutluluğu Geveze'siyle konuşmak olmuştu. Sadece bir ay olmuştu ayrılalı ama sanki hayatında kocamaaan bir boşluk var gibiydi. Sanki aç gibiydi, susuz gibiydi.. Haftada bir saçma sapan şeylerle bir günlük küsme molaları verseler de Geveze'nin attığı her mesajda Bir Çeşit Ben telefona atlıyordu. Geveze de özlemekten odun kabuğunu iyiden iyiye kırmış, Bir Çeşit Ben'e kavuşmak için gün sayar olmuştu.

Bir Çeşit Ben genelde sıradan ama hayallerle dolu hayatında bir sonraki bölümde görüşmek üzere Sayın Okur.. Senin de Bayramını Kutlar, nice mutlu bayramlar dileriz :)

1 yorum: