24 Haziran 2012 Pazar

Yüzüğün Sırrı

Yorgun, huzurlu, uykulu bir çeşit benle karşı karşıyayız...

Bir Çeşit Ben tatilde napsam napsamlardan kurtulmuş günlerini aşırı dolu geçirir olmuştu. Haftasının 2 günü mutlaka AVM'lerde geçer olmuştu. O artık, eskiden beğenmediği AVM'lerin yeni yüzüydü...

O gün Yumyum'u uğurlamıştı. Yumyum artık İstanbul heyecanıyla yanıp tutuşan gencinden bir polisti. Yumyum'la yine çok eğlenmişti. Yolda gördükleri gözlükçüden Yumyum için apaçi gözlükleri bakmışlar, göbekli, kel bir polisi Yumyum'un geleceği olarak nitelendirmişlerdi. Polis Amca diye kel, göbekli ve apaçi gözlüklü bir kavram vardı sonuçta :) Antakya sokaklarında uzun uzun yürümüşler, geyik muhabbetinin zirvesine ulaşmışlardı. Ama iş uğurlamaya gelince Bir Çeşit Ben yine bir çeşit hüzün yaşamıştı. Bu yüzden tekrar görmeyeceğini bilse de "Hadi görüşürüüüz" diye kısa kesmeyi tercih etmişti. Vedalar pek ona göre değildi.

Sonraki sabah ise o kadar yol yürümenin cezasını yataktan kafasını güç bela kaldırarak çekmişti. Ama erken kalkması gerekiyordu çünkü o gün hayatında ilk defa bir çeyiz serme olayını görecekti :D Diğer yerleri bilmiyordu ama Hatay'da kız tarafının çeyizi davul-zurna eşliğinde kızın evine taşınıyordu. Çocukluk arkadaşının ablasının çeyiziydi bu. Ve Bir Çeşit Ben insanları izlemekten büyük keyif almıştı.

Ama en çok dikkatini çeken şey yüzüğün insanı ne kadar değiştirdiği olmuştu...

Daha önceden bir romanda bir kızın ergenlikten sonra değil de evlendikten sonra tamamen değiştiğini ve olgunlaştığını okumuştu. O gün Bir Çeşit Ben bunu tam anlamıyla görmüştü. Çeyiz evine gelen yeni nişanlanmış bir kız vardı. Daha öncelerde "Selam kızlaaar naber ya" diyen kız yüzükten sonra "Saygısız gençlik valla saygısız" diye "Ben sizden değilim" sloganları atar olmuştu. Bir Çeşit Ben önce kıza sonra da par par parlayan yüzüğüne baktı.. Zaten kız nerdeyse "Kıymetlimiiiiis!!" dicek gibi yüzüğü insanların gözüne gözüne sokuyordu...
Bir Çeşit Ben "Vay arkadaş ne yüzükmüş.. Ne ki bunun sırrı yav" diye düşündü..
Bir yüzük bir insana bu kadar farklı şeyler söyletiyorsa bir sırrı olmalıydı...

Sonra kızın nişanlısını gösterdiler. Karadenizli burnuna sahip, yaşını almaya başlamış, kıza göre ciddi anlamda zayıf kalan bir tip.. Olay nişanda ya da nişanlıda değildi olay kesinlikle yüzükteydi... Yüzüğün sırrı bir çeşit merak konusu olarak kaldı..


4 yorum:

  1. bir kızın ergenlikten sonra değil de evlendikten sonra tamamen değiştiğini bilmiyordum, öğrendiğim iyi oldu :)

    YanıtlaSil
  2. Yani bilimsel olmasa da bilgi bilgidir dimi :)

    YanıtlaSil
  3. yüzükten önce yüzükten sonra :)))

    bende yüzüklerde bir tılsım olduguna ciddi ciddi inanmaya başladım.o yüzük parmaga girdiği andan itibaren sen artık o sidikli kız değil bir hanım agasın ^^

    YanıtlaSil
  4. :D kesinlikleee kesinlikle.. o kızdaki de aynen öyle bir havaydı işte..

    YanıtlaSil